Osmanlı’dan Cumhuriyet’e MALİYE OKULU – (Public) Finance School From The Ottoman Empire To The Republic

Prof. Dr. Ahmet AK

Maliye Okulu’nun özellikle 1908 II. Meşrutiyet Dönemi ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarında yoğun olarak gündemde olduğu görülür.

Maliye Okulu 1908 II. Meşrutiyet öncesinde ve Cumhuriyet sonrasında Türk Maliye eğitimindeki yerini ve önemini korumuş, Kamu ve Özel sektörde kendi alanında önemli bir yere sahip olmuştur.

1299-1922 yıllarında 600 yılı aşan sürede kadar varlığını koruyan Osmanlı Devleti topraklarında farklı dilleri konuşan ve kendilerine has gelenekleri olan milyonlarca halkı idare edecek ve Osmanlı çatısı altında toplayabilecek memurlara ve bu memurları yetiştirecek -özellikle mesleki alanda eğitim öğretim veren- okullara ihtiyaç vardı.

Tanzimat’tan önce, memurlar daha ziyade Devlet dairelerinde kendi kendinin öğretmeni (otodidakt) olarak yetişirdi. Devletin idari açıdan her şubesi birer memur mektebi gibi çalışırdı.

Bununla birlikte, Saray (Babıâli), Maliye (babıdeftarî), Fetva Dairesi (babıfetva) ve Askeriye (babıseraskerî) gibi başlıca devlet dairelerinde görev yapmak için memur meslek okulları açıldı.

OSMANLI MALİYE TEŞKİLATI

 BÂB-I DEFTERDARÎ MEKTEBİ 1836

 Selçukluların “müstevfi” dedikleri vezire (Paşa) Osmanlıda “defterdar” denmiştir. Daha önceki İslam ülkelerinde olduğu gibi, Osmanlı Devleti’nde de hükümdar, tüm millî servetin muhafız ve denetleyicisi idi. Mali işlere öncelere başvezir (veziriazam) bakardı, sonraları bu işleri yürütmek üzere, Başdefterdarlık ihdas edildi.

Başdefterdar, mali işler hakkında padişah adına tuğralı hüküm (ferman) çıkarma yetkisine sahipti.

Tanzimat’a kadar bugünkü anlamda maliye bakanına defterdar denildiği için maliye işlerine mahsus resmî daire de Bâb-ı Defterdarî adını almıştır.

Bab-ı Defterdarî’nin ilk binasının Fazlı Paşa Sarayı olduğu,  vakıf (evkaf) kayıtlarına dayanarak tarihçi  (müverrih) Hüseyin Hüsamettin Efendi tarafından ifade edilmiştir.

Tarihçi Hüsamettin Efendi yine vakıf (evkaf) kayıtlarına dayanarak Fazlı Paşa Sarayı içinde MALİYE MEKTEBİ de bulunduğunu ifade etmiştir.

Ancak bunu sarayın bir odasının (maliye) memurların okuması için ayrılmış olabileceği yorumları bulunsa da, önemli olan ve dikkat çeken nokta, her dönemde olduğu gibi, o dönemde de maliye memurlarının eğitimi için bir okula, bir mekana ya da eğitim-öğretim ortamına ihtiyaç duyulması gerçeğidir.

Bu mektepte, teğmen (mülazım) ve öğrenciler (şakirtler) öğrenim görmekteydi. 1836 yılında, Padişah Onayı (iradeyi seniye) ile Maliye Mektebine (Ba-bı Defterdarî ketebesi) Arapça ve Farsça derslerini vermek üzere, Hacı Pertev Efendinin maaşlı hoca olarak görevlendirilmiştir.

Bunun yanında hesap dersi verilip farklı dillerde yazma sanatları  (divanı ve rika yazısı/ siyakat rakamı) öğretilirdi.

Memurların hesapta dört işlemi (kara cümle)  öğrenmesi yeterli olmakla birlikte karmaşık ve zor olan siyakat yazısı ve rakamlarını öğrenmek uzun süreli bir el alışkanlığı (mümarese) ve eğitimi gerektiriyordu. 1885 yılına kadar maliye ve tapu dairelerinde siyakat yazısı kullanılmıştır.

Günümüz maliye eğitiminde, vergi sistemi, hukuk ve muhasebe konuları ön plana çıkarken, o dönemde yazma ve kayıt tutma gibi derslerin de ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.[1]

Türkiye’de ilk muhasebe öğretimine yer veren Okul 1836/1839 yılında açılan Bâb-ı Defterdârî Mektebi’dir.

Maliye memurlarının eğitim gördüğü bir okul olan Bâb-ı Defterdârî Mektebi başlangıçta okul niteliğinde olmayıp, Fazlı Paşa Sarayının bir odası memurların eğitimi için kullanılmış, daha çok hesap tutma hakkında eğitim verilmiştir.

Tanzimat’tan sonra Hazinede görevli Maliye memurlarından olan kalem kâtipleri için Maliye Nezareti içinde dershane tarzında eğitim verildiği ve bu eğitimle memurların Fransızcaya vakıf oldukları ve Fenn-i Cedid-i Defterî’de kendilerini geliştirdikleri ifade edilmektedir.

Münir Bey hazine memurlarının ve hesap işleriyle meşgul sair kimselerin bilgilerini tapu ve binalarla ilgili işlere hizmet etmek üzere ilk defa olarak muhasebe defteri/kitabı (usulü defteri) yazmıştır.[2]

Ancak bu şekilde örnekli ve cetvelli bir kitabın mevcut matbaalarda harf kalıpları (hurufat) ile bastırılması o zaman mümkün olamadığından eser ancak 1870 yılında Sadık Paşa’nın Maliye Nezareti (maliye Bakanlığı) zamanında Osmanlıda ilk Devlet Matbaası olan Matbaai Âmirede taş baskı (litografya) usulü ile basılmıştır.

Yine 1876 da ilk defa ilan edilen meşrutiyeti takiben Divan-ı Muhasebat (Sayıştay) kararı ile 1880 yılından itibaren Devlet dairelerinde hesapların, muhafaza edilebilecek usulde tutulması zorunluluğu getirildiğinde, Maliye ve hesap memurları bu eserden çok yararlanmışlardır.

1839 da Adliye Okulu (mektebi maarifi adliye) açılmış ve mezunlarının Saray (Babıâli) ile birlikte Maliye’ye de memur tayin edilmesi amaçlanmıştır.

 Abdülhamit döneminde (1876-1908) Osmanlı idealine bağlı, dindar, itaatkâr, devletine ve padişaha sadık insan tipi yetiştirilmek amacıyla, Anayasa’ya eğitimle ilgili hükümler konmuştur.

Devlet Arşivleri kaynaklarına göre o dönemde çok sayıda meslek okulu açılmıştır. Bunlardan biri de Maliye Okuludur.

Maliye Okulu, Mekteb-i Fünûn-ı Maliye adıyla  (1879)’da kurulmuştur.

Hukuk Mektebi (1880),

Gümrük Mektebi (1881),

Hamidiye Ticaret Mektebi (1881),

Sanayi-i Nefise Mektebi (1883),

Hendese-i Mülkiye Mektebi (1884),

Ziraat ve Baytar Mektebi (1891),

Sağır, Kör ve Dilsizler Mektebi (1889),

Gülhane Tababet Tatbikatı Mektebi ve Seririyatı (1898),

Polis Mektebi,

Bağcılık ve Aşı Mektebi,

Çoban Mektebi,

Zeytincilik ve Yağcılık Mektebi,

Sulama ve Direnaj Mektebi (1908),

Maliye Memurlar Mektebi, Orman Mekteb-i Âlisi (1909),

Belediye Memurları Mektebi, (1911),

Sıhhiye Memurları Mektebi, Kadastro Mekteb-i Âlisi (1912),

Amelî Ticaret Mektebi, Darülbedayi (1914),

Şimendifer Memurları Mektebi, Orman Ameliyat Mektebi (1915),

gibi okullar sayılabilir.

Bu dönemde Mekteb-i Fünûn-ı Maliye (1879) ve Maliye Memurlar Mektebi(1909) olmak üzere iki farklı Maliye Okulu kurulduğu, bunlardan birinin ilmi konuları, teoriyi öne alan Mekteb-i Fünun-ı Maliye (1879) diğerinin ise, Maliye teşkilatında çalışan memurlara yönelik Maliye Memurlar Mektebi(1909) olduğu anlaşılmaktadır.

MEKTEBİ FÜNÛNÎ MALİYE 1878

Fransızların Ulûmu Siyasiye mektebini örnek alarak Sadrıâzâm Sait Paşa tarafından Divanı Muhasebat binasında açılmıştır.

Divanı Muhasebat heyeti dergisi (mecmuası) okul haline getirilmiş,  derse giren hocalar Divanı Muhasebatın Başkan ve üyelerinden, talebeleri ise memurlarından oluşmuştur.

Divanı Muhase­bat[3] 1862’de kurulduğu zaman Said Paşa buraya bilgili kapasiteli üyeler/memurlar tayin ettiğinden, onlardan istifade etmek istemesi doğal karşılanmıştır.

Tıp ve Mülkiye yanında maliye memurları için açılan Mekteb-i Fünun-ı Maliye Sadrazam Said Paşanın çalışmaları sonucu 1878 yılında açılmıştır. Büyük devletlerin maliye usulleri, vergileri, vergi kanunları, maliye teşkilâtları, genel muhasebe kanunları, servet ve iktisat dersleri öğretilen Maliye Okulunda, çağdaş ekonomi bilimleri, vergi yöntemleri ve yasaları, muhasebe kuralları ve örgüt bilgileri konularında dersler de verilmiştir.

Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu’nun eserlerinde Kuruluşundan 3 (Üç) yıl sonra (1881) kapatılan Maliye Mektebinde, Ohannes Efendi tarafından iktisat dersleri verildiği bilgisi yer almaktadır.

Sonradan Maliye Nazırı olan Ziya Paşa, bir süre bu Maliye Okulunda Usulü Muhasebe dersleri vermiştir. Servet İlmi dersini ise Sayıştay Başsavcısı Sakız Ohanes Efendi vermiştir.

1881’de kapatılan “Mektebi Fünûnî Maliye”’nin kapatılmasının en önemli nedeni ders içeriklerinin Mülkiye Mektebi ile çakışması olarak gösterilmektedir.

Said Paşa’nın anılarından anlaşıldığı üzere, mektebin öğrenim hayatı 3 (üç) yıl sürmüştür.

“Mektebi Fünûnî Maliye”’nin kapatılmasına o sırada yeni bir hamle ile yüksek öğrenime başlamış ve “Mektebi Fünûnî Maliye”’de verilen derslerin bir kısmını prog­ramına alan ve okulun hocalarının bir kısmına aynı zamanda Mülkiye’de de ders verdiren Mülkiye Mektebinin sebep olduğu ifade edilmektedir.

Bazı eski maliye memurlarının özgeçmişlerinde “Divanı Muhasebatta iktisat veya usu­lü defterî okumuştur” ibarelerine yer verilmiştir.

Bâb-ı Defterdarî ve Mekteb-i Fünûn-u Maliye gibi okullar da işletme ile ilgili olan “muhasebe” bilgisinin öğrenilmesi ve yeniden üretilmesi için ders programlarında/eğitimlerinde azımsanmayacak bir birikim oluşturmuşlardır.

MALİYE MEMURLARI MEKTEBİ 1910

 Maliye Memurları Mektebi; 1910 yılında Beyazıt’ta Fuat Paşa Konağı içinde bulunan Maliye Nezareti arkasında Kupon Dairesi’nde, maliye alanında bilgili ve tecrübeli memurlar yetiştirmek amacıyla açılmıştır.

Ancak, I. Dünya Savaşı sırasında memurlar ve öğrencilerinin askere alınmasından dolayı okul tatil edilmiştir.

MALİYE TATBİKAT MEKTEBİ

TBMM’nin 1915 tarihli Tutanaklarından (Trabzon Vekili Servet Bey’in konuşması) anlaşıldığı üzere, Muhasebatı Maliye bütçesinde Maliye Nezareti bünyesindeki Maliye Mektebinin bir önceki yıl (1914’te) okulun gelirlerinin Milli Eğitim bakanlığına (Maarif Nezareti) aktarıldığı, Maliye Mektebi ile birlikte Mülkiye Mektebinin de kaldırılarak (1) İdari, (2) Siyasi ve (3) İktisat ve Maliye adı altında üç şube olarak Hukuk Mektebine aktarıldığını bu şubelerden yetişenlerin maliyenin memur ihtiyacını karşılayacağını ve bu nedenle Maliye Okulu Kurulmasına neden gerek duyulduğunu sormuştur.

Maliye Müsteşarı (Tahsin Bey) mektebin adından da anlaşılacağı üzere, (Tatbikat-ı Maliye Mektebi) maliyenin uygulama alanında eğitim görüp nitelikli görevlere getirilecek maliye memurlarının yetiştirilmesi için bu Okula ihtiyaç olduğunu, teorik öğrenim gösterilen üniversite düzeyindeki Maliye şubelerinin maliye tatbikatına ilişkin konularda yetersiz kaldığını açıklamıştır. Diğer vekiller de Okulun açılmasını desteklemiştir.

16/Eylül/1925 tarihli ve 2473 sayılı BKK (icra vekilleri kararı) ile okulun adı Maliye “Tatbikat Mektebi Âlisi” olmuştur.

1943 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın (maarif vekaleti) 748 numaralı emri ile Maliye

Meslek Mektebi MALİYE OKULU adı ile lise dengi bir okul olarak kabul edilmiştir.

1950 yılında eğitime ara veren Maliye Okulu 5 yıl aradan sonra1955 yılında Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın da katılımıyla Ulus’ta bulunan İlk TBMM binasının arkasında (ASBÜ/YDYO) tekrar öğrenime başlamıştır.

SONUÇ:

Bugün -hemen hemen tamamı- devlet Üniversitelerine bağlı 66 Maliye Bölümü bulunmaktadır. Bu bölümlerin kurulma amacı özel veya kamu sektörünün mali konularda yetişmiş insan gücü ihtiyacını karşılamak olarak belirtilip, Maliye Teorisi, Mali İktisat, Mali Hukuk ve Bütçe ve Mali Planlama olmak üzere 4 anabilim dalı şeklinde yapılanmıştır. Ancak teorik bilgilerin yoğun olduğu bu bölümlerin vergi idaresi başta olmak üzere, Maliye Okullarında olduğu gibi, uygulama alanında eleman yetiştirmede yetersiz kaldığı düşüncesindeyiz.

Bizler Maliye Okulu Mezunu olarak, Devletimiz ve Maliye Okulu’na çok şey borçluyuz.

Bu memleketin MALİYE OKULU’na ihtiyacı var.

ENSON SÖZ

 MALİYE OKULU BİRGÜN MUTLAKA

Prof.Dr.Ahmet AK

1983 Ankara Maliye Okulu Mezunu

[1] Yakın zamanlara kadar -siyakat yazısını bilenler, yazanlar ve okuyanlar bulunuyorken, günümüzde bu dili bilenlere rastlamak mümkün değildir.  yoktur. Cumhuriyetin ilk yıllarında bu yazıyı Üniversite’de öğretmek üzere, Macar arşivi müdürü Fekete’yi İstanbul’a getirtmiştir. Ancak eski kayıtlar, vesikalar ve defterler hep bu yazı ile tutulduğundan 1932 senesinden itibaren tasnife başlanılan hazine evrak ve vesikalarını okumak için bu yazıyı bilenlerin sayısının artması zorunluluğu ortaya çıkmış ve az sayıda da olsa uzman yetiştirilmiştir. Siyakat yazısı hakkında yeterli bir eser yayınlanmamıştır. Dilimizde Muallim M. Cevdet’in ancak bir forma tutan yazısından başka bir şey yoktur. (:73)

[2] Maliye Nazırlarının Özgeçmişlerinde (hal tercümelerinden), hizmet ve eserlerinden bahseden tarihçi Mehmet Zeki tarafından yazılmış altı ciltlik tarihte Münir Bey ile eseri için şu ifade yer almıştır:

[3] 19 YY’da başlayan yenileşme hareketleri çerçevesinde Padişah Abdülaziz’in 29 Mayıs 1862 tarihli “İrade-i Seniyye”si ile kurulmuş olan Sayıştay’ın ilk başkanlığına Evkaf Nazırı ünlü devlet adamı Ahmet Vefik Paşa getirilmiştir. İlk kuruluş statüsü bir nizamname olan Sayıştay 1876 Anayasasında yer alarak anayasal bir kuruluş haline gelmiştir.

IN ENGLISH

PUBLIC FINANCE SCHOOL FROM THE OTTOMAN EMPIRE TO THE REPUBLIC

Prof.Dr. Ahmet AK

Ankara HBV University /Public Finance/Tax Law

Head of Seagull Publications Board of Development 

Especially in 1908 IInd Constitutional Monarchy Period and the foundation years of the Republic, it can be seen that the Public Finance School appears to be on the agenda.

However, before the IInd Constitutional Monarchy in 1908 and after the Republic, it maintained its place and importance in Turkish public finance education and had an important place in its own field in the public and private sectors.

There was a need for schools providing vocational education and training on the territory of the Ottoman Empire, which had been in existence for 600 years in 1299-1922  to train and educate the civil servants who can manage millions of people who speak different languages and have their own traditions and can gather them under the roof of the Ottoman Empire, and particularly to provide vocational education.

Before the Tanzimat period, the officers would rather have grown up as self-teachers (autodidacts) in State departments. Every administrative branch of the state worked like a civil servant school.

However, civil servant vocational schools were opened to work in the main government departments such as Saray (Babiali), Treasure and Public Finance Office (Bab-i Defterdari), Fatwa Office (Bab-i Fetva) and Military (Bab-i Seraskerî).

Ottoman Treasure and Public Finance Organization: School of Bâb-ı Defterdâri 1836

The vizier (Pasha), which the Seljuks called “müstevfi”, was called as “defterdar” (head of the treasure and public finance office) in the Ottoman Empire. As in previous Islamic countries, in the Ottoman Empire, the sovereign was the guardian and supervisor of the whole national wealth. Initially, the grand vizier (veziriazam) handled the treasure and public finance. Later Başdefterdarlık (Chief head of the treasure and public finance office) was founded to carry out these works.

Chief head of the treasure and public finance office (Başdefterdar), had the authority to issue financial orders with tughra on behalf of the Sultan.

Since the ministry of finance in the present sense was called Defterdar (head of the treasure and public finance office) until Tanzimat Period, the official office for treasure and public finance was named as Bâb-ı Defterdarî, it means the gate of treasure and public finance.

It was stated by the historian Hüseyin Hüsamettin Efendi based on the foundation records that Fazlı Pasha Palace was the first Bab-ı Defterdarî building.

Historian Hüsamettin Efendi stated that there is also a Public Finance School in Fazlı Pasha Palace based on the records of the foundation (evkaf).

However, although there are comments that a chamber of the palace (finance) may have been reserved for the training of civil servants, the important point is that as in every period, it is the fact that at that time, a school, a place or an education-training environment was needed for the education of public finance officers.

In this school, lieutenant (mulazım) and students (şakirtler) were studying. In 1836, upon the approval of the Sultan (iradeyi seniye), Hacı Pertev Efendi was appointed as a salary teacher to teach Arabic and Persian lessons to the Public Finance School (Bab-ı Defterdarî ketebesi)

In addition, a calculus course was taught and the arts of writing in different languages (divani and rika writing / siyakat numbers) were taught.

It was not enough for the officers to learn the four procedures in the calculation. However, learning the complex and difficult letters and figures of siyakat required a long-term practice (mümarese) and training. Until 1885, the siyakat writing was used in public finance and land registry offices.

In today’s public finance education, while tax system, law and accounting issues come to the forefront, it is understood how important issues such as writing and record keeping were in that period.[1]

Bâb-ı Defterdârî Mektebi opened in 1836/1839 is the first school, providing accounting education in Turkey.

Bâb-ı Defterdârî Mektebi, which is a school where public finance officers are trained, is not initially a school. One room of the Fazlı Pasha Palace was used for the training of civil servants. Rather, training on account keeping has been provided.

After the Tanzimat period, it is stated that the principal registry clerks, one of the Treasury officials, was trained in the style of a classroom in the Ministry of Finance and they mastered the French with this training and developed themselves in new science book (Fenn-i Cedid-i Defterî).

For the first time, Münir Bey wrote the accounting book (procedure book) to serve the deeds and buildings related information for treasury officers and other persons engaged in accounting.[2]

However, it is not possible to publish such a book with a sample and a ruler with letter patterns in existing printing houses.

The work was only published in 1870 by Sadık Pasha during the Ministry of Treasure Finance, in the Ottoman Empire’s first printing house, Matbaai Âmire (lithography).

Following the constitutional monarchy which was announced for the first time and  in 1876, when the obligation of keeping the accounts in the State departments as of 1880 with the decision of the Court of Accounts (Divan-ı Muhasebat), public finance and accounting officers benefited from this work.

In 1839, the Courthouse School (mektebi maarifi adliye) was opened and it was aimed to assign the graduates to the treasure and public finance department along with the Palace (Babıâli).

During the reign of Abdulhamid II (1876-1908), the provisions of education were put in the Constitution in order to train a religious, obedient, loyal to the state and the Sultan.

According to the State Archives sources, many vocational schools were opened in that period. One of them is the Public Finance School.

The Public Finance School was founded in 1879 under the name of Mekteb-i Fünûn-ı Maliye.

The vocational schools opened in that period are as follows:

Hukuk Mektebi  / School of Law (1880),

Gümrük Mektebi / Customs School (1881),

Hamidiye Ticaret Mektebi / School of Commerce (1881),

Sanayi-i Nefise Mektebi / Industry School (1883),

Hendese-i Mülkiye Mektebi / Geometry School (1884),

Ziraat ve Baytar Mektebi / Agriculture and Veterinary School (1891),

Sağır, Kör ve Dilsizler Mektebi / School of the Deaf, Blind and Mute (1889),

Gülhane Tababet Tatbikatı Mektebi ve Seririyatı / School of Medicine Practice (1898),

Polis Mektebi / Police School,

Bağcılık ve Aşı Mektebi / Viticulture and Vaccination School,

Çoban Mektebi / Shepherd’s School,

Zeytincilik ve Yağcılık Mektebi / Olive and Oil School,

Sulama ve Direnaj Mektebi / Irrigation and Resistance School (1908),

Belediye Memurları Mektebi / School of Public Servants,

Orman Mekteb-i Âlisi / Forest School (1909),

Maliye Memurlar Mektebi / School of Public Finance Officers, (1911),

Sıhhiye Memurları Mektebi / School of Medical Officers,

Kadastro Mekteb-i Âlisi / Cadastral School (1912),

Amelî Ticaret Mektebi / School of Applied Commerce, (1914),

Şimendifer Memurları Mektebi / Railway Officers School,

Orman Ameliyat Mektebi / Forest Surgery School (1915),

etc. can be mentioned among these schools.

It is understood that two different public Finance Schools were established during this period: Mekteb-i Fünûn-ı Maliye (1879) and Maliye Memurlar Mektebi (1909). One of them is Mekteb-i Fünun-ı Maliye (1879), which proposes the theory, and the other is Maliye Memurlar Mektebi (1909) for civil servants.

Mektebi Fünûnî Maliye 1878

It was opened by Grand Vizier Sait Pasha in the Court of Accounts (Divanı Muhasebat) Building following the example of the French National Political School.

The journal of the Court of Accounts delegation (journal) was transformed into a school. The lecturers who participated in the course consisted of the President and members of the Court of Accounts and their students were officers.

Since when Court of Accounts[3] was founded in 1862, Said Pasha appointed knowledgeable capacity members / officers here, it was considered as natural to want to take advantage of them.

Mekteb-i Fünun-ı Maliye, which was opened for treasure and public finance officers besides Medicine and Civil Service, was opened in 1878 as a result of the work of the Grand Vizier Said Pasha. In the School of Public Finance, where the public financial procedures, taxes, tax laws, fiscal organizations, general accounting laws, wealth and economics courses of the major states are taught, contemporary economic sciences, tax methods and laws, accounting rules and organizational information are also taught.

In the works of Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, the School of Public Finance, which was closed 3 (three) years after its foundation (1881), states that Ohannes Efendi taught economics courses.

Later, Ziya Pasha became the Minister of Finance and taught Procedural Accounting for a while at this Public Finance School. Wealth Science course was given by the Prosecutor of the Court of Accounts Sakız Ohanes Efendi.

The most important reason for the closure of the “Mektebi Fünûnî Maliye”, which was closed in 1881, is shown as the overlap of the course contents with the School of Mülkiye (now called Faculty of Political Science).

As understood from Said Pasha’s memoirs, the school’s education period lasted three (three) years.

It is stated that the closure of Mektebi Fünûnî Maliye was caused by the School of Mülkiye which started higher education with a new move at that time and that some of the courses given in Mektebi Fünûnî Maliye were included in the program and some of the teachers of the school were taught at the same time.

Some former treasure and public finance officers have studied economics or procedural accounting in the Court of Accounts on their resumes.

Schools such as Bâb-ı Defterdarî and Mekteb-i Fünûn-u Maliye have created a substantial accumulation in the curriculum / trainings to learn and reproduce accounting information related to business.

Maliye Memurları Mektebi 1910

Maliye Memurları Mektebi; was opened in 1910 in the Coupon Office behind the Ministry of Finance located in Fuat Pasha Mansion in Beyazıt with the aim of raising knowledgeable and experienced civil servants.

However, during World War I, the school was on holiday because of the recruitment of civil servants and students.

Maliye Tatbikat Mektebi

As it is understood from the Minutes of the Grand National Assembly of 1915 (Speech of Servet Bey, Deputy of Trabzon), in the Finance Accounting budget, the Ministry of Finance within the Ministry of Finance, in the previous year (in 1914) the revenues of the school were transferred to the ministry of education. Together with the Public Finance School, the School of Mülkiye was abolished and transferred to the Law School as (1) Administrative, (2) Political and (3) Economics and Finance. Those who are trained in these branches will meet the need of civil servants of the finance. Therefore, he asked why there was a need for the establishment of a Finance School.

Undersecretary of Finance (Tahsin Bey), as can be understood from the name of the school, (Tatbikat-ı Maliye Mektebi), this School is needed for the training of financial officers who will be trained in the field of public finance implementation and assigned to qualified tasks. He explained that the University-level Finance branches where theoretical education is inadequate in matters of fiscal exercise. Other parliament members supported the opening of the School.

Pursuant to the BKK (the Decision of the Council of Ministers) dated 16/September/1925 and numbered 2473, The name of the school became Finance  “Tatbikat Mektebi Âlisi”. (like a college)

In 1943, the Ministry of National Education (Maarif Vekaleti) with the Order number 748 was accepted as a high school equivalent to the Finance Vocational School of Public Finance with the name of “MALİYE OKULU”.

After a break of five years, the Public Finance School, which stopped education in 1950, continued its education in 1955 behind the First Parliament Building in Ulus (ASBÜ / YDYO) with the participation of Finance Minister Hasan Polatkan.

CONCLUSION

Today there are 66 Departments of Public Finance – almost all – affiliated to state universities. The purpose of the establishment of these departments is to meet the needs of the private or public sector trained manpower in financial matters, Finance Theory, Fiscal Economics, Fiscal Law and Budget and Fiscal Planning are structured as 4 divisions. However, we believe that these departments, where theoretical knowledge is intense, are inadequate in training staff in the field of application, as in Public Finance Schools, especially in tax administration.

We owe a lot to our State and the Public Finance School.

This country needs the PUBLİC FINANCE SCHOOL.

LAST WORD

THE PUBLİC FINANCE SCHOOL WILL BE ABSOLUTELY

[1] Until recently, there are those who know the writings of siyakat, writers and readers, and today it is not possible to come across those who know this language. In the early years of the Republic, he brought Fekete, the director of the Hungarian archive, to Istanbul to teach this writing at the University. However, since the old records, documents and books were always kept with this article, the necessity of increasing the number of those who knew this article was required to read the treasury documents and documents that were started to be classified since 1932 and a small number of experts were educated. There is not enough work on the article of siyakat. There is nothing in our language other than Muallim M. Cevdet’s article which holds a form.

[2] In the six-volume history written by the historian Mehmet Zeki, who mentions the services and works of the Ministers of Finance (case translations), Münir Bey and his work are as follows:

[3] The renowned statesman Ahmet Vefik Pasha was appointed as the first president of the Court of Accounts, which was established with the “İrade-i-Seniyye” dated 29 May 1862 of Sultan Abdulaziz within the framework of the reform movements that started in the 19th century. The Court of Accounts, whose initial establishment status is a regulation, became a constitutional organization by taking part in the Constitution of 1876.O